|
|
|
|
|
TAPU İŞLEMLERİ
İşlemlerde İbrazı Gerekli Belgeler :
İşlemin gerektirdiği diğer belgelerin yanında , tapu sicil müdürlüğüne genelde
aşağıdaki belgelerin , işlem sırasında ibrazı gerekmektedir.
a) Varsa tapu senedi
b) Fotoğraflı nüfus hüviyeti cüzdanı veya pasaport.
c) Temsil halinde , temsile ilişkin belge ,
d) En geç 6 ay önceden çekilmiş 6x4 ebadında vesikalık fotoğraf.
e) Taşınmaz satışı , ipotek tesisi ve cins tashihlerinden vergi sicil no’ sunu
gösteren belge (tahakkuk fişi vergi kartı gb.)
f) Mesken nitelikli taşınmazlarda zorunlu deprem sigortası(kat irtifakları
hariç)
h) Vatandaşlık numarası
İzlenecek Yol :
Tapu işlemlerinde genelde şu yol izlenmektedir :
a İlgilisinin gerekli belgelerle birlikte tapu sicil müdürlüğüne müracaatı.
b) Başvuru fişi tanzim edilip , tapu harçlarının müdürlükçe tahakkuk edilip
tahsil ettirilmesi.
c) Akitsiz işlemlerde tescil veya terkin istem belgesi , akitli işlemlerde resmi
senet tanzim edilerek ilgililere okutulmak veya yetkililerce okunmak suretiyle
imzaların alınması.
d) Düzenlenen belgelerin (tapu senedi , ipotek belgesi gb. ) tasdik edilerek
ilgiliye verilmesi.
Tapu Sicil Müdürlüğünün Bölgesi Dışındaki Taşınmazların Tapu İşlemlerinin
Yapabilmesi
Ayrı tapu sicil müdürlüklerinin yetki alanında bulunan taşınmaz malların
müşterek ipotek , taksim , trampa , işlemleri sadece bir tapu sicil müdürlüğünde
yetki alınarak yapılabilmektedir.
Bu husus tüm tapu işlemleri için değil , sadece yukarıda yazılan işlemler için
söz konusudur. Bu durumda : ilgilerin işlemi yapılmasını istedikleri tapu sicil
müdürlüğüne müracaat ederek , taşınmazlara ait bilgi ve işleme ait belgeleri
ibraz etmeleri gerekecektir.
Tapu İşlemlerinde Doktor Raporu İstenecek Haller
Tapu sicil müdürünün ,talepte bulunanın medeni haklarını kullanması (fiil
ehliyeti) hususunda şüpheye düşerse,konuyla ilgili hükümet tabipliğinden rapor
isteyebileceği Tapu Sicil Tüzüğünün 14.maddesinde belirtilmektedir.
Yüksek Sağlık Şurasının 20-21 şubat 2003 tarih 10642 sayılı tavsiye kararında,
yalnızca yapılacak hukuki işlemle ilgili olarak,işlemin yapıldığı anda kişinin
işlem yapma ehliyeti veya akli melekesinin yerinde olmadığından ciddi şüphe
duyulması veya bu yolda bir iddia ihbar ve şikayetin olması halinde tabip raporu
isteneceği,tabibin gerek görürse ilgili uzmana sevk yaparak uzman tarafından
rapor tanzimini isteyebileceği ,65 yaşın üstünde herkes den bila istisna rapor
istenmesinin doğru olmadığı belirtilmiştir.Tapu sicil müdürü sadece tereddüt
veya bu yolda ihbar iddia ve şikayet halinde hükümet tabipliğine sevk yapacağına
göre ,söz konusu hallerin varlığının takdir ve tespiti de hükümet tabipliğine
ait olacaktır.
Aksine bir kuşku, ihbar, şüphe veya belge olmaması halinde, tapu sicil
müdürlüklerince işlem sahiplerinden rapor istemeyecektir. Bu konuda mevzuatın
belirlediği bir yaş sınırı da bulunmamaktadır. İşlemde ilgisinden rapor
istenmesi, yukarıda belirtilen belli hallerde istisnai bir durum olup, takdiri
de tapu sicil müdürüne aittir.
Tapu İşlemlerinin Mali Yönü Beyan edilecek değerlen yönünden
İcra dairelerinin yaptığı satışlar ile mahkeme kararının tescili gibi bazı
işlemler dışında tapu işlemlerinin de işleme konu taşınmazı emlak vergisi ile
ilişiği kestirilmemekte , tapu harçları , ilgililerin tapu sicil müdürlülüğüne
beyan edecekleri değerler üzerinden tahsil edilmektedir. Bu nedenle istisna i
haller dışında işlemin vergi dairelerine havalesi de söz konusu değildir.
Tapu harçlarının tahsili ilgilisinin beyanına tabi olmakla birlikte beyan edilen
değerlerin , Emlak vergisi değerinin o yıl için belirlenen yeniden değerleme
oranının yarısı ile çarpımı sonucu bulunan değerden düşük olması gerekir. Tapu
sicil müdürlüğü , bildirilen değerin , emlak vergisi değerlerinin o yıl için
belirlenen yeniden değerleme oranı ile çarpımı sonucu bulunan değerden düşük
olması hususunda ilgilileri sadece uyarmakta bunun dışında söz konusu değerlere
bir müdahalesi olmamaktadır. İlgililerce beyan edilen değerinin düşük olması
veya aşınmazın emlak vergisi ile ilişiğinin bulunması halinde vergi dairelerince
taakuk ettirilecek vergi ve cezalardan devralan ve devredenler mütessilen
sorumlu tutulmaktadır. Bu husus düzenlenecek resmi senet veya tescil istem
belgelerine yazılarak yetkililerin imzası alınmaktadır. Bu nedenle herhangi bir
ek vergi veya ceza ile karşılaşılmaması için işlem için beyan edilecek değerin
emlak vergisi değerine o yıl için uygulanan yeniden değerleme oranının yarısı
ile çarpımı sonucu bulunacak değerden düşük olmaması ve işlemden önce taşınmazın
emlak vergi ile ilişiğinin kestirilmesinde büyük yarar vardır.
Örneğin ; 2004 emlak vergi değeri 100.000. YTL ‘sı olan bir taşınmazın 2005
yılında satışı halinde 2005 yılı ılı için uygulanan % 11.2 yeniden değerleme
oranının yarısı olan %5.6 ile çarpım sonucu bulunacak deüer tapu harcı için
beyan edilen en az değer olacaktır..Buna göre;
Söz konusu taşınmaz için tapu sicil müdürlüğüne bildireceğimiz en az değer;
100.000 YTL X %5.6= 105.600 YTL olacaktır.
105.600 YTL olarak beyan edilen bir satış işleminde ödenecek toplam bedel ise :
105.600 x binde 15 x 2 = 3160 YTL alım-satım harcı(toplam)
ve döner sermaye ücreti ödenecektir.
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
AKİTLİ İŞLEMLER
a) SATIŞ
Satış işlemi ile taşınmazın mülkiyeti belli bir bedel karşılığında malik
tarafından alıcıya devredilmektedir. İşlemi tapu sicil müdürlüğünden talep
edecek kişi , satış konu taşınmazın maliki veya onun temsilcisidir.
İstenecek bilgiler
İşlem tapu sicil müdürlüğünde talep edilirken , aşağıdaki hususların satıcı
tarafından tam olarak bilinmesi gerekir. Bunlar ;
a) Satışa konu taşınmaz ,
b) Satış bedeli ,
c) Alıcıların adı soyadı , alıcı tüzel kişi ise ticaret ünvanı veya adı ,
d) Taşınmazın tamamının veya hissesinin satılacağı
e) Satış bedeli tamamen alınmayacak ise , kalan miktar için kanuni derecede
ipotek tesis edilip edilmeyeceği
f) Satıcı ve alıcının vergi kimlik numarası
g) Vatandaşlık numaraları
h) Mesken nitelikli yapılarda zorunlu deprem sigortası
Hisseli satışlarda , satış yapılan taşınmazda , alıcının daha önceden adına
kayıtlı hissesi var ise bu hisseler ayrıca talep edilmese dahi tapu sicil
müdürlüklerince resen birleştirilmektedir.
Satıcının Kanuni İpotek Hakkı
Satış bedelinden arta kalan miktar için , kanuni ipotek tesisini isteme , sadece
işlemi için satıcıya tanınmış bir haktır.
Kanuni ipotek satış işlemi sırasında tesis edileceği gibi tescilden itibaren 3
ay içerisinde de tesisi talep edilebilir.
Bu hakkın kullanılması zorunlu olmayıp , satış bedelinin arta kalan miktarı
başka yollarla teminat altına alınmakta veya ihtiyaç duyulmamakta ise , satıcı
bu hakkını kullanmayabilecektir. Ayrıca satış bedelinin tamamı peşin ödenmeyecek
ise tarafların kararlaştırdıkları vade şartlar , satış için düzenlenecek resmi
senede yazılabilmektedir.
Satıcının tamamını peşin olarak almadığı satış bedelinden arta kalan miktar için
, lehine kanuni ipotek tesis ettirmesi , alacağın tahsilini temin bakımından
kanımızca daha uygun olacaktır. Şunu da belirtmek gerekir ki , kanuni ipotek
miktarı satış bedeli ile sınırlı olup satış bedelinden daha fazla miktarlar için
, kanuni ipotek tesisi mümkün değildir.
Hisseli satışlarda Şüf’a hakkının kullanılması
Hisseli satışlarda , taşınmazdaki diğer hissedarlara öncelikle satın alma (
şüf’a ) hakkı tanınmıştır. Ancak bu hak hisse satışının hissedarlar dışındaki
üçüncü bir kişiye yapılması halinde kullanılabilmektedir. Satışın taşınmazdaki
hissedarlara yapılması halinde bu hak kullanılamayacaktır.
Şüf’a hakkının kullanılma süresi ise satışın yapıldığının öğrenildiği tarihen
itibaren 3 ay öğrenilmemesi durumunda ise , 2 yıldır . Bu sürelerin geçmesi
halinde hakkın kullanılması mümkün değildir.
Şüf’a hakkının kullanılarak , satılan hissenin edinilmesi tapu sicil
müdürlüğünden talep edilmeyip ilgili mahkemeye müracaat ile , mahkemenin
vereceği kesinleşmiş kararın ibrazı halinde , edinme söz konusu olacaktır.
b) KAT KARŞILIĞI TEMLİK (DEVİR)
Ülkemiz özellikle 1950 ‘ li yıllardan sonra süratli bir kentleşme sürecine
girmiş , bu süreç , bina yapımındaki artışı da beraberinde getirmiştir.
Özellikle kent merkezlerinde bina yapımına elverişli arsaların sınırlı oluşu ,
arsa fiyatlarının hızlı bir şekilde artmasına neden olmuştur. Bir taraftan kent
nüfusunun hızlı artışıyla grek barınma ve gerekse ekonomik faaliyetlerin
yürütülmesi , bina yapımını zorunlu hale getirirken bir taraftan da arsa
fiyatları hızla yükselmektedir. İşte bu ikili olgu , kat karşılığı temlik
sözleşmesi tipini doğurmuştur. Böylece binayı yapacak olan (müteahhit) , yüksek
bir arsa bedeli ödemekten kurtularak , parasal kaynaklarını bina yapımına
yönlendirmekte , aynı zamanda arsa sahibi de en iyi bir şekilde
değerlendirebilmektedir
Kat karşılığı temlik işlemi , borçlar kanunumuzda açıkça yer almamıştır.
Uygulamalarda kat karşılığı temlik sözleşmeleri söz konusu yasada yer alan satış
ve istisna akitleri unsurlarını birlikte içeren , karma bir akit olarak
değerlendirilmektedir.
Kat karşılığı temlikte arsa sahiplerince satış bedeli alınmamakta buna karşılık
devralan (müteahhit) tarafından da bina inşa edilmektedir.
İşlemi
Kat karşılığı temlik resmi şekle tabi olup , resmi şekilde tapu sicil
müdürlüğünce resmi senet düzenlenmesidir.
Uygulamada sıkça karşılaşılan noterlerce düzenlenmiş kat karşılığı inşaat hakkı
sözleşmelerine dayanılarak , mülkiyet devri mümkün değildir. Tapu Sicil Tüzüğüne
göre bu tür sözleşmeler sadece tapu kütüğüne şerh verilebilmektedir.
Kat karşılığı temlik işleminde , temlikle konu taşınmaz üzerine bina arsa
edilecek arsalardır. Genelde taşınmazlar bu nitelikte olmakla birlikte , bina
vasfındaki taşınmazlarında temlike konu olması kanımızca mümkündür. Kat
karşılığı temlikle taşınmaz maliki veya malikleri taşınmazların belli bir payını
, Müteahhit tarafından yapılacak inşaata karşılık olarak devredeceklerdir. Bu
devirde açıkça bir bedel söz konusu olmayıp bedel karşılığı olarak müteahhit
tarafından bina yapımı üstlenilmektedir. Yapılacak binanın ne kadarının arsa
sahibine verileceği , ne kadarının müteahhit üzerinde kalacağı yine binanın ne
şekilde yapılacağı gibi diğer hususlar , taraflarca noterde düzenlenen kat
karşılığı inşaat hakkı sözleşmelerinde yer almaktadır. Tapu sicil müdürlüğünce
düzenlenecek resmi senetlerde inşaat sözleşmelerinde atıf yapılabilecektir.
c) BAĞIŞ ( HİBE )
Taşınmazın karşılığında bir bedel olmaksızın mülkiyetinin devredildiği bir
işlemdir.
Medeni haklarını kullanma yeterliliğine sahip olan herkes taşınmazlarını hibe
edebilir.
Yaşı küçüğün veya vesayet altındaki kişilerin taşınmazı veli veya vasilerince
bağışlanamaz.
Hibeyi kimler kabul eder ?
Hibeyi medeni haklarını kullanma yeterliğine sahip olanlarla bu hakları
kullanama yeterliğinden yoksun olsa bile temyiz kudretine sahip olan herkes
kabul edebilmektedir. Ancak , kanuni temsilcileri tarafından (veli , vasi gb.)
temsil edilen kişiler kanuni temsilcileri bu işleme rıza göstermemesi halinde
kendilerine yapılan taşınmaz hibesini kabul edemezler. Mümeyyiz küçük ve mahcura
yapılacak bağışların kabul edilebilmesi için bağışın herhangi bir şart ve
mükellefiyete bağlanmış olması gerekir.
Rücü Şartı ile Bağış
Taşınmaz hibesinde kanunun tapu kütüğünde şerhini kabul ettiği tek şart ‘’rücü’’
şartıdır. Bunun dışındaki başkaca bir şartın aşınmaz hibesinde kütüğe şerh
verilmeyeceği kanaatindeyiz. Bu sebeple , rücü şartının dışındaki bir şartın
düzenlenecek resmi senette belirtilmesi mümkün olsa dahi (örn. Okul , cami
yapımı vb.) bunun tapu kütüğünde şerhi kanaatimizce mümkün olmayacaktır. Hibe
eden sadece bağış yapılanın kendisinden önce ölmesi halinde , taşınmazın
mülkiyetinin tekrar kendisine döneceğini şart edebilecek bu şartı kütüğe şerh
ettirebilecektir.
Veraset ve İntikal Vergisi Yönünden Bağış işlemi :
Esas amacı , karşılığında bir bedel olmaksızın taşınmazın devri işlemi olan
bağışa , uygulamada bazen tapu harcının az ödenmesi düşüncesiyle baş vurulduğu
görülmektedir. Bazen de taraflar aralarında gerçekten bağış işlemi yapmak
istemekle birlikte , ileride bunun bazı sakınca ve külfetler doğuracağı kanısı
ile satış yolunu tercih etmektedirler. Bütün bu düşüncelerin sebebi ;
Karşılıksız bir edinme olması nedeni ile , bu edinilen taşınmazların Veraset ve
intikal vergisine konu olmasıdır.
Bağış yoluyla edinilen taşınmazların edinen tarafından süresi içerisinde ilgili
vergi dairesine beyanda bulunarak Veraset ve İntikal vergisinin ödenmesi
gerekmektedir. Söz konusu vergi tahsil edilmediği veya başkaca taşınmazların
teminat gösterilmediği sürece , bu yolla edinilen taşınmazların bir başkasına
devri veya üzerine aynı hak tesisi mümkün değildir. Ancak rücü şartın bağlı
olarak yapılan hibeler Veraset İntikal vergisinden istisna tutulmuştur.
c) TRAMPA
Konumuz açısından trampa bir taşınmazın bir başka taşınmazla karşılıklı
değiştirilmesidir. Her ne kadar, trampa edilen mallar arasında , değer denkliği
söz konusu ise de , bu husus sadece tarafları ilgilendirmektedir. Şayet trampa
edilen taşınmazlar arasında değer farklılıkları varsa , aradaki değer farkı ve
bu farkın tahsil şekli tapu sicil müdürlüğünde düzenlenecek resmi senede
yazılabilecektir.
Trampaya konu taşınmazların rayiç değerinin bilinmesi gerekmektedir. Bu değer
asgari olarak taşınmazların ilgili belediyeye beyan edilen emlak vergisi beyan
değeri olacaktır.
d) TAKSİM
Taksim olarak mülkiyet olarak tasarruf edilen taşınmazların , her ortağın payına
karşılık olarak ortaklara tahsis edilmesi işlemidir.
Şartları :
a) Taksime konu taşınmazların , toplu mülkiyet (iştirak hali ) veya hisseli
mülkiyet (müşterek) olrak tapu kütüğünde tescili olması
b) Miras taksimi dışında , taksime taşınmazdaki bütün ortakların katılması
c) Yapılan taksim sonucu her ortağa müstakil veya hisseli olmak üzere bir
taşınmazın isabet etmesi.
Taksim taşınmazların parçalara ayrılması (ifraz) ile , aynı işlem olmayıp
ortaklık kapsamına giren taşınmazların ortaklar arasında paylaşılmasıdır. Ayrıca
taksimi yapılacak taşınmazların tümünün de aynı nitelikte olması şart değildir.
Farklı nitelikteki (mesken , tarla , bağ gb.) taşınmazlar da birlikte taksime
konu olabilecektir.
f) ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA AKDİ
Taşınmaz malikin , kendisine ölünceye kadar bakıp beslemek ve görüp gözetmek
şartıyla , bunu sağlayacak kişiye taşınmazını devretmesini sağlayan bir
işlemdir.
Ölünceye kadar bakma akdine ilişkin sözleşmeler , tapu sicil müdürlükleri ,
noterler veya sulh hakimi tarafından düzenlenebilmektedir. İşleme ilişkin
sözleşme sulh hakimi veya noter tarafından düzenlenmiş ise sözleşmenin tapu
sicil müdürlüğüne ibrazı ile malik veya temsilcisinin tescil talebinde bulunması
gerekir. Sözleşmede tescilin , taşınmazı bu şarta bağlı olarak devralacak kişi
tarafından talep edileceği yer almışsa , bu takdirde tescil bu kişi tarafından
talep edilebilecektir.
Bakım alacaklısı sadece gerçek kişiler olabilir. Bakım borçlusu ise gerçek kişi
veya tüzel kişiler olabilecektir.
Ölünceye kadar bakma akitlerinin tapu sicil müdürlüğünde düzenlenen diğer akitli
işlemlerden farkı resmi senede iki şahidin iştirak etmesidir. Ayrıca resmi
senede iki şahidin iştirak etmesidir. Ayrıca resmi senet özel bir düzenleme
şekline tabidir. Bunların nedeni de ölünceye kadar bakma akitlerinin yasa gereği
resmi vasiyet şeklinde tazminin zorunlu olmasıdır.
g) İNTİFA HAKKI
İntifa hakkı , hakka konu taşınmaz üzerinde , bu hakka sahip olan kişiye geniş
bir kullanma ve yararlanma yetkisi veren kişiye bağlı bir irtifak hakkıdır.
İntifa hakkı sözleşme ve mahkeme kararı olmak üzere iki şekilde tesis
edilmektedir.
a) Mahkeme kararı ile intifa hakkı Tesisi :
İntifa hakkı , mahkeme kararı ile tesis edilebilir. Tescili ile kesinleşmiş
mahkeme kararının tapu sicil müdürlüğüne ibrazı gereklidir.
b) İntifa Hakkının Sözleşme ile Tanınması :
Taşınmaz maliki taşınmazın intifa hakkını herhangi bir kişiye tanıyabilir.
İntifa hakkı tanınacak kişiler , gerçek kişiler olabileceği gibi , tüzel
kişilerde olabilir. İşlem malik veya temsilcisinin talebi üzerine resmi senet
tanzimi suretiyle yerine getirilir.
İntifa hakkında süre ve bedel :
Süresiz olarak intifa hakkı tanınmaz , sürenin mutlaka belirtilmesi
gerekmektedir. Ancak bu süre gerçek kişilerde en çok ömür boyu tüzel kişilerde
ise 100 yıldır.
İntifa hakkı , bedel karşılığında tanınabileceği gibi bedelsiz olarak da
tanınabilir. Bedelsiz tanımalarda , işleme hibeye ilişkin hükümler
uygulanmaktadır.
Sona Erme
İntifa hakkında feragat : İntifa hakkı sahibi söz konusu bu hakkından , kuru
mülkiyet sahibi lehine her zaman feragat edebilir. Bunun için bu husus da tapu
sicil müdürlüğüne talepte bulunması gerekecektir. İntifa hakkından feragat
bedelli olabileceği gibide bedelsizde olabilir. Bedelsiz feragatlara hibeye
ilişkin hükümler tatbik edilmektedir. Her iki halde de hak sahibinin beyanı
üzerine intifa hakkı tapu kütüğünden terkin edilir. İntifa hakkından bedelli
yada bedelsiz feragatlerden tapu sicil müdürlüğünce tescil işlem belgesi
düzenlenmekte resmi senet tanzim edilmemektedir.
Sürenin dolması : İntifa hakkı belirli bir süre için tanınmışsa sürenin dolması
halinde taraflardan birisinin talebi ile kütükten terkin edilecektir.
Hak sahibinin ölümü-tüzel kişiliğin sona ermesi : Hak sahibinin ölümü halinde ,
bunun veraset belgesi yada nüfus kaydı ile , tüzel kişilerde ise ; tüzel
kişiliğin sona ermesine dair yetkili makamlardan alınacak belgenin ibraz
edilmesiyle , intifa hakkı tapu kütüğünden terkin edilir.
Emlak vergisi yönünden intifa hakkı : İntifa hakkı sahibi taşınmazın emlak
vergisi mükellefidir. Bu sebeple intifa hakkı sahibinin bu hakkı süresince
taşınmazın emlak vergisi beyannamesini vermesi tahakkuk edecek emlak vergilerini
ödemesi gerekecektir.
Tapu harcı açısından intifa hakkının taşınmazdaki değere oranı :Tahsil edilecek
tapu harçlarının hesabında , taşınmazın emlak vergisi beyan değerinin 2/3’ü
intifa , 1/3 çıplak mülkiyet olarak kabul edilmektedir. Örnek vermek gerekirse ,
işleme konu taşınmazın emlak vergisi beyan değeri 60.00.YTL. ise 40.000 TL’ sı
intifa hakkı 20.000 YTL’ sı kuru mülkiyete (çıplak mülkiyet ) ayrılacaktır.
h)-İPOTEK
Halen mevcut veya ileride mevcut olacak , yahut vücut bulması muhtemel olan ,
herhangi bir alacağın temini için taşınmazın teminat gösterilmesidir.
İpotek işlemleri , bugün çok geniş bir uygulama alanı bulmaktadır. Bunun
sebebini taşınmaz kıymetlerindeki büyük artışlara ve taşınmazların sağlam bir
teminat olma görevini yerine getirmesine bağlayabilirsiniz.
Söz konusu alacaklar ;
a) Halen mevcut olan yani malikin veya diğer bir kişinin almış olduğu borç para
için , taşınmazın teminat olarak gösterilmesi ,
b) İleride vücut bulacak alacaklara örnek vermek gerekirse satış bayiliği alan
bir kimsenin satıcı firmanın kendisine vereceği mallar için taşınmazın teminat
göstermesi gb.
c) İleride vücut bulması muhtemel alacaklarda ise alacağın doğumu ileride buna
sebep olacak bir olaya veya şarta bağlıdır. Buna ölünceye kadar bakma
akitlerinde bakım alacaklısının kanuni ipotek hakkı örnek olarak verilebilir.
İpotek tesisi için talepte bulunacak kişi taşınmazın maliki veya temsilcisidir.
Bütün tapu işlemlerinde ilgililerden istenecek genel bilgi ve belgelerin yanında
, ipotek işlemlerinde ayrıca aşağıdaki hususların bilinmesi gerekmektedir.
a) İpotek alacaklısının adı soyadı , tüzel kişilerde ticaret ünvanı ,
b) Taşınmazın ne miktar için ipotek edileceği
c) İpoteğin müddeti
d) Faizi
e) Derecesi , ikinci ve sonraki derece ipotek tesislerinde , ipoteğe serbest
derceden istifade hakkının tanınıp tanınmayacağı
Taşınmazın maliki veya temsilcisinin , bu hususları içerir sözlü talebi üzerine
resmi senet düzenlenmek suretiyle işlem tapu sicil müdürlüğünce yerine
getirilir. Bankalar yardımlaşma sandıkları gibi kredi veren kurumların Tapu
sicil müdürlüğüne ipotek tesisi için yazıları varsa bu yazılar ilgilinin imzası
alınmak sureti ile işleme konur.
İpotek belgesi :
İşlemin tamamlanarak ipoteğin tapu kütüğüne sicilinden sonra tescilin
yapıldığını gösterir ipotek belgesi , düzenlenerek ipotek alacaklısına
verilmektedir. İpotek belgesi kıymetli evrak niteliğinde olmayıp sadece tescili
yapılan ipotekle ilgili bilgileri içerir .Düzenlenen resmi senedin tastikli
suretide ipotek belgesi yerine geçmektedir.
YABANCI PARA İPOTEĞİ
Medeni Kanuna göre yurt içinde veya yurt dışında faaliyette bulunan kredi
kuruluşlarının yabancı para üzerinden veya yabancı para ölçüsüyle verilen
kredileri güvence altına almak için yabancı para üzerinden ipotek tesisi mümkün
bulunmaktadır.
Yabancı para ipoteğine konu krediler yabancı para üzerinden olabileceği gibi
yabancı para ölçüsü ile verilen (dövize endeksli) kredilerde olabilmektedir.Bir
örnek vermek gerekirse
Türkiyedeki bir banka, müşterisine açtığı dövize endeksli konut kredisi için
yabancı para ipoteği tesisi edebilecektir.Yabancı para ipoteği ,gerçek kişiler
veya kredi kuruluşu olmayan tüzel kişilerin açtığı krediler için söz konusu
olamayacaktır.Ayrıca,yabancı para ipoteği, kredi güvencesi olarak tesis
edileceğinden ,kredi ilişkisi dışındaki başka yabancı para borcu için yabancı
para ipoteği tesis edilemeyecektir.Bu nedenle yabancı para ipoteği tesis
taleplerinde kredinin yabancı para veya dövize endeksli kredi olduğunun
belirtilmesi gerekecektir.İpotek tesisine konu kredinin türü Medeni Yasa da
belirtilmemiştir..Bu nedenle ayni(makine techizat temini),nakdi ve gayrinakdi
(teminat mektubu,kefalet,aval,ciro,kabuller gb) krediler içinde yabancı para
ipoteği tesis edilebilecektir.
İpotek tesisine konu yabancı paralar
Taşınmazlar üzerine kurulacak yabancı para ipoteğinin hergün resmi gazetede
yayınlanan ve T.C Merkez Bankasınca alım/satımı yapılan yabancı paralar
üzerinden yapılması gerekmektedir. 25.3.2002 tarihi itibarı ile bu yabancı
şunlardır
ABD Doları (USD).
Euro (EURO)
Avustralya Doları (AUD)
Danimarka Kronu (DKK)
İngiliz Sterlini (GBP)
İsviçre Frangı (CHF)
İsveç Kronu (SEK)
Japon Yeni (JPY)
Kanada Doları(CAD)
Norveç Kronu (NOK)
Kuveyt Dinarı(KWD)
Suudi Arabistan Riyali (SAR)
Yabancı ve Türk parası karşılıkları ile ipotek harç ve vergilerinin hesabında
hesap günündeki T.C Merkez Bankasının döviz alış kuru esas alınmaktadır.
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
AKİTSİZ İŞLEMLER
a)- İFRAZ ( AYIRMA )
İfraz , tapu kütüğünde kayıtlı bir taşınmazın birden fazla parsele ayrılmasıdır.
Taşınmazların ifrazı , değer artırımı düşüncesi , ayrılan parçaların daha kolay
satımı , daha çok imar planlarını uygulanması nedeni ile yapılmaktadır. İfraz
işlemi aşağıdaki safhalardan oluşmaktadır.
a Serbest harita mühendislerince düzenlenmiş krokili beyannamenin kadastro
müdürlüğüne ibraz edilerek istemde bulunması
b) Kadastro Müdürlüğünce krokili beyannamenin uygunluğunun kontrolü ve onanması
c) İşlemin belediye encümeni veya il idare kurallarınca tasdiki
d) Kadastro müdürlüğünce tescil bildirimi ile birlikte evrakın tapu sicil
müdürlüğüne bir yazı ile gönderilmesi.
e) Tapu sicil müdürlüğünce tapu harçlarının tahsili ve tescil
b)-TEVİT (BİRLEŞTİRME)
Tevhit , tapu kütüğünde kayıtlı birden fazla taşınmazın birleştirilerek . bir
parsel haline getirilmesidir. İmar uygulaması , taşınmazın değerinin
arttırılması , inşaat yapımına uygun hale getirme , tarımsal amaçlar gibi
çeşitli nedenlere dayalı olarak yapılmaktadır.
Aynı veya farklı kişilere ait taşınmazların tevhidi mümkündür. Tevhid edilecek
taşınmazların birleşebilir yani birbirlerine bitişik olması gerekir. Birleşecek
taşınmazlar üzerinde tasarrufu kısıtlayıcı hakların bulunması halinde
(ipotek,irtifak hakkı haciz vb. ) hak sahiplerini işleme rıza göstermeleri
gerekir.
Tavhit için aşağıdaki yol izlenir ;
a) İşlem için kadastro müdürlüğüne ilgisinin müracaatı
b) Müdürlükçe değişiklik tasarımın hazırlanması
c) Belediye encümeni veya il idare kurulunca değişiklik tasarımının onaylanması
d) Kadastro müdürlüğünce tescil bildiriminin düzenlenmesi ve tapu sicil
müdürlüğüne gönderilmesi.
e) Tapu sicil müdürlüğünce tapu harçlarının tahsili ve tapu kütüğüne tescil
c)- CİNS TASHİHİ
Tapu kütüğünde kayıtlı bir taşınmazın niteliğinin değiştirilecek bir başka
nitelikte tapu kütüğüne tescil edilmesidir.
İşlemi :
Uygulamada sıkça karşılaşılan cins tashihi işlemleri , arsa veya araziler
üzerine yeni bina inşa edilmesi veya mevcut binanın yıkılarak arsa haline
dönüştürülmesi şeklinde görülmektedir.
a) Arsa ve araziler üzerine yeni bina inşa edilmesi
İçişleri bakanlığı ile yapılan protokol gereğince 8.8.1997 tarihinde itibaren
belediye ve valilikler ( Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü ) taşınmazın cins
tashihi yapılmadan , iskan raporu vermeyeceklerinden bu durumda olan yapılar
için ilgilisi , iskan raporu ( yapı kullanama izin belgesi ) almak için müracaat
için müracaat ettiğinde , işlem aşağıdaki aşamalardan oluşacaktır.
1- Yapının iskana uygun olması halinde belediye veya valilikler cins tashihi
yapılması için kadastro müdürlüğüne yazı yazmakta .
2- Kadastro müdürlüğü mahallinde gerekli ölçümü yapıp , tescil bildirimini
düzenleyerek tapu sicil müdürlüğüne göndermekte . 3 Tapu sicil müdürlüğü tescili
sağladıktan sonra , kadastro müdürlüğüne durumu bildirmekte , kadastro müdürlüğü
paftası üzerinde gerekli teknik işlemleri yaparak durumu ilgili belediye veya
valiliği bildirmektedir. 8.8.1997 tarihinden önce tamamlanarak iskan belgesi
(yapı kullanama izin belgesi ) almış olan taşınmazların cins tashihi işlemleri ,
başka herhangi bir kuruma müracaat etmeksizin kadastro müdürlüklerince doğrudan
yerine getirilmekte , tapu sicil müdürlüklerince tescilleri sağlanmaktadır.
b) Mevcut binanın yıkılarak arsa haline dönüşme :
Cins tashihi için ilgililer kadastro müdürlüğü veya şefliklerine müracaat
etmekte , kadastro müdürlüğü elamanlarınca zeminde inceleme yapıldıktan sonra
düzenlenen tescil bildirimi tapu sicil müdürlüğüne gönderilmektedir.
d)- MİRASIN İNTİKALİ
Mirasın intikali , ölen bir kimsenin mal varlığının , alacak ve borçlarının
mirasçılarına geçmesidir. Medeni kanunumuza göre mirasçılık kanunundan ve
sözleşmeden doğmaktadır.
Kanuni mirasçılar
Kanuni mirasçılar şunlardır ;
a) ölenin çocukları
b) ana ve babası
c) büyük baba ve büyük anası
d) Evlilik dışı hısımları
e) Evlatlık
f)- Devlet
g)- Sağ kalan eş
Sağ kalan eşin mirasçılığı
Sağ kalan eş birlikte bulunduğu mirasçılara göre , miras bırakana aşağıda yazılı
oranlarda mirasçı olmaktadır Bunlar ;
a) Miras bırakanın çocukları ile birleştiğinde mirasın ¼’ ü
b) Mirası bırakanın ana baba veya büyük anaları ile birleştiğinde mirasın ½’si
c) Miras bırakanın büyük baba veya büyük anaları ile birleştiğinde mirasın ¾’ü
d) Miras bırakanın yukarıda yazılı mirasçıları yoksa mirasın tamamı sağ kalan
eşin olmaktadır
Miras bırakanın kendinden önce ölmüş çocuklarının eşleri mirastan pay
alamamaktadır.
Mukaveleden doğan mirasçılık hali
Medeni kanunumuzun kabul ettiği bir başka mirasçılık şekilde sözleşmeden
doğmaktadır. Bunlar vasiyetname ve miras mukaveleleridir. Mirasçılığın sözleşme
ile doğması halinde miras hükümleri , yapılan bu tür sözleşmelerin neticelerine
göre belirlenecektir.
Miras Ret
Gerek kanuni mirasçılar ve gerekse mukavele ile mirasçı tayin edilenler ,
kendilerine düşen Mirası ret edebilirler. Mirasın reddi kanuni mirasçılar
tarafından , ölümün öğrenildiği tarihten itibaren , mukavele ile mirasçı
atananlarda ise , mirasçılığın kendilerine resmen tebliğ edildiği tarihten
içerisinde 3 ay içerisinde sulh hukuk mahkemesine yapılması gerekmektedir.
Mirasın reddi halinde alınacak veraset belgesinde bu husus belirtilmek sureti
ile mirasçılık ve miras payları belirlenecektir.
Miras payından Feragat
Miras bırakan , mirasçılardan birisi ile , bir karşılık söz konusu olmadan veya
karşılık sağlayarak mirastan feragat sözleşmesi yapabilmektedir. Bu halde
feragatte bulunan mirasçılık sıfatını kaybedecektir. Mirastan feragat sözleşmesi
ölüme bağlı bir tasarruf olup miras bırakanın sağlığında , resmi vasiyet
şeklinde yapılması gerekir.
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
ŞERH VERME
A-KİRA SÖZLEŞMESİNİN ŞERHİ
İşlemi
Kira sözleşmesi , taşınmaz maliki veya temsilcisi ile taşınmazı kiralayacak kişi
arasında yapılır. Şerhi için söz konusu sözleşmenin tapu sicil müdürlüğüne
ibrazı gerekir.
Kira sözleşmesi taraflar veya bunların temsilcileri arasında yazılı şekilde
yapılacağı gibi söz konusu sözleşme notere de tasdik ettirilebilir. Herhangi
şekilde düzenlenirse düzenlensin , sözleşmede aşağıdaki hususlar yer almalıdır ;
a) Kiralanacak taşınmazın açıkça belirtilmesi ,
b) Kira süresi
c) Bedel
d) Varsa şartların yazılması
Tasarruf kısıtlı taşınmazlar da kira şerhi
Taşınmaz üzerinde , tedbir ve kanuni kısıtlamalar gibi , kira şerhine engel bir
kısıtlama söz konusu değilse , kiranın tapu kütüğüne şerhi mümkün olacaktır.
Taşınmazın ipotek ve benzeri haklarla kısıtlı olması kira şerhine engel teşkil
etmeyecektir. Bu durumda şerhin hukuki sonucu , şerh tarihinden sonra tapu
siciline kaydedilecek haklar için söz konusu olacaktır.
B- SATIŞ VAADİ
Satış vaadi , taşınmazın satışının bir kimseye vaad edilmesidir. Satış vadi
taşınmazın kesin satışı demek olmayıp, satışı yapma taahüdüdür. Kendisine satış
vaadinde bulunan kimse , sözleşmeye dayanarak taşınmazın kendi adına tescilini
tapu sicil müdürlüğünden isteyemez. Sadece kütüğe şerhini talep edebilecektir.
Satış vaadinin tapu kütüğüne şerhini , aksi sözleşmede kararlaştırılmışsa
taraflardan herhangi birisi tapu sicil müdürlüğünden talep edebilmektedir. Talep
için , şerh hususunun sözleşmede yazılı olması da şart değildir.
Ayrıca , satış vaadi sözleşmesinin tanziminden itibaren beş yıllık süre geçmiş
olmasa dahi satış vaadinin kütüğe şerhi mümkün olabilecektir.
Satış vaadi sözleşmesinin düzenleme yetkisi sadece notere aittir. Tapu sicil
müdürlüğünün bu tür sözleşmeleri tanzime yetkisi bulunmamaktadır. Şerh için söz
konusu satış vaadi sözleşmesinin tapu sicil müdürlüğüne ibrazı gerekir.
Sözleşmede hangi hususlar bulunmaktadır ?
Satış vaadi ileride yapılacak kesin satışın vaad ve taahhüdü olması sebebiyle ,
satış için aranılan hususlar , satış vaadi sözleşmeleri içinde geçerlidir.
Sözleşmenin Tarafların temsilcileri tarafından düzenlenmesi de mümkündür.
Bunların yanında söz konusu sözleşmelerde aşağıdaki hususlar yer almalıdır
bunlar ;
a) Düzenlenme şeklinde tanzimi
b) Tarafların kimliklerinin nüfus hüviyet cüzdanı ile tespiti ,
c) Tarafların fotoğraflarının bulunması ve tasdiki,
d) Satış bedeli
e) Satış vaad ve taahhüdü,
f) Vaade konu taşınmazın açıkça belirtilmesi
C)-KAT KARŞILIĞI İNŞAAT HAKKININ ŞERHİ
Kat karşılığı inşaatta , taşınmaz maliki taşınmazının veya belli bir hissesini ,
yapılacak inşaata karşılık müteahhide devretmeyi kabul etmekte , üstlenici
(müteahhit) de devralacağı taşınmaz veya paya karşılık bedel ödemeyerek bunun
yerine yapılacak inşaatta binanın belli bir kısmını arsa sahibine inşa edip ,
teslim etmeyi taahhüt etmektedir.
Kat karşılığı inşaat hakkının şerhi tapu sicil tüzüğünde yer almıştır. Söz
konusu sözleşmeyi düzenleyecek makam noterdir. Tapu sicil müdürlüklerini bu tür
bir sözleşmeyi düzenleme yetkisi bulunmamaktadır. Tapu kütüğüne şerh için
noterde düzenlenmiş sözleşmenin Tapu Sicil Müdürlüğüne ibrazı gerekir. Şerhi
talep etme yetkisi taşınmaz malikine aittir. Ancak sözleşmede üstlenicinin
(müteahhidin ) de şerhi talep edileceği belirtilmişse Müteahhidde şerh
verdirebilecektir.
Kat karşılığı inşaat sözleşmeleri uygulamada tarafların uyması gereken pek çok
şart ve yükümlülükleri içerebilmektedir. Tüm bu şart ve yükümlülüklerin tapu
kütüğünde gösterimi mümkün değildir. Ancak sözleşme kütüğe şerh verilmekle ,
sözleşmedeki şart ve yükümlülükler , artık taşınmazı sonradan edinen veya lehine
hak tesis edilen kişileri de etkileyecektir. Şerhin amacıda esasen budur.
Kat karşılığı inşaat hakkı sözleşmesi gereği mülkiyet devri yapılabilir mi ?
Kat karşılığı inşaat hakkı sözleşmeleri tapu kütüğüne sadece şerh verilebilir.
Tapuda mülkiyet devrini sağlamaz . Mülkiyet devri için , buna ilişkin (kat
karşılığı temlik) resmi sendin tapu sicil müdürlüğünce ayrıca düzenlenmesi
gerekir. Zira taşınmazların devrine ilişkin sözleşmeleri düzenleme yetkisi bazı
istisnalar hariç sadece tapu sicil müdürlüklerine aittir.
Üstlenici ( müteahhid ) sözleşme şartlarının yerine getirildiği , binanın inşa
edildiği gerekçesi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince tapu devrinin
yapılmasını talep edemez. Taşınmaz malikin sözleşme gereği tapu sicil
müdürlüğündeki mülkiyet devrince yanaşmaması halinde , mahkemeye müracaat ile
taşınmazın alınacak kesinleşmiş mahkeme kararı gereği mülkiyet devri
sağlanabilir.
D)- MALİKİN TAŞINMAZ ÜZERİNDEKİ TASARRUFUNU KISITLAYICI BAZI ŞERHLER
a)-Haciz-İhtiyati Haciz :
Haciz , herhangi bir alacağın tahsilinin temini için icra müdürlüklerinin borçlu
taşınmazına müracaat etmesidir. Kamu alacağından dolayı vergi daireleri ve
belediyeler gibi bazı kamu kurumları da alacak takibinde bulunarak taşınmazları
haciz edebilmektedir.
Hacizde alacağın varlığında herhangi bir ihtilaf söz konusu değildir. İlgili
dairelerin tapu sicil müdürlüğüne talepleri üzerine tapu kütüğüne şerh verilir.
İhtiyati hacizlerde alacak taraflar arasında ihtilaflıdır. Ancak mahkemeler
alacaklının alacağını dava sonuçlanıncaya kadar teminat altına almak amacıyla ,
borçlunun taşınmazları üzerine ihtiyati haciz koydurabilmektedir. Bu sebeple
ihtiyati hacizlere ilişkin şerh talebi , ilgili mahkemenin talimatı üzerine icra
müdürlüklerince tapu sicil müdürlüğüne yapılmaktadır.
b)-Tedbir-ihtiyati tedbir :
Tedbir , mahkemelerde görülmekte olan bir dava sebebi ile taşınmazın bir
başkasına devrini veya üzerine herhangi bir hak tesisini önlemek amacıyla ,
ilgili mahkemenin bu husustaki kararının tapu siciline şerh verilmesidir.
İhtiyatı tedbir ise taşınmazın mülkiyetinin çekişmeli olduğu hallerde söz
konusudur. Her ne kadar şerh verilme sebepleri farklı olsa da her ikisinin de
doğurduğu sonuç aynıdır.
Taşınmazlar üzerine tedbir veya ihtiyati tedbir şerhinin verilmesi , ilgili
mahkemenin talebi üzerine olmaktadır.
Tedbir veya ihtiyati tedbirli taşınmazların durumu :
Tedbir veya ihtiyati tedbir şerhi verilmiş taşınmazların malikince bir başkasına
devri veya üzerine hak tesisi mümkün değildir. Söz konusu bu şerhler taşınmazın
herhangi bir tasarrufa konu olmasını engellemektedir. Ancak devir ve hak tesis
edici mahiyette olmayan işlemler ilgili mahkemenin muvafakat’ ı ile
yapılabilmektedir.
(isim ve cins gb. )
c)-İflas ilanı
İflas ; iflasa tabi kişilerin borçlarını ödeyememesi durumunda , ticaret
mahkemesince tasfiyesine karar verilmesi halidir
İflasa ticaret mahkemesince karar verilmesinden sonra bu hususun tapu sicil
müdürlüğüne bildirilmesi halinde tapu kütüğüne şerh verilmekle , tedbirde olduğu
gibi taşınmazın malikince tasarrufu mümkün değildir.
İflas şerhi ; ilgili ticaret mahkemesi veya iflas memurluğunun talebi üzerine
tapu kütüğünden terkin edilir.
d)- Konkordato :
Konkordato ; borçlarını ödeyemeyecek duruma düşen iflasa tabi kişinin ,
alacaklıları ile anlaşarak borçlarını ödeyebilmesi için ticaret mahkemesince
izin verilmesidir.
Ticaret mahkemesinin konkordato şerhi talebinde bulunan kişiye verdiği süre yine
aynı mahkemenin talebi üzerine , tapu kütüğüne şerh verilebilmektedir. Şerhin
kaldırılması yine aynı mahkemenin yazı ile olur.
Konkordato şerhi ile malikin taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunması mümkün
değildir. | |
|
|
|
|
|
|